sagliksal
Aktif Üye
HaberTürk muharriri Sevilay Yılman, “Türkiye şu anda fazlaca önemli bir ilaç krizi ile karşı karşıya. Aslında bu yeni bir durum değil.Epeydir var. Dövizdeki çok fiyat artışı ile birlikte başladı ve hala da çözülemedi. Ve vatandaşın eczane eczane dolaşarak aradığı ilaçlar içinde hayati kıymet taşıyan kanser, kalp ve şeker üzere hastalıklar için reçete edilen ilaçlar da var. Bırakın SGK’dan ya da özel sigorta dayanağıyla alınabilmesini falan. Cebinizde paranız dahi olsa birfazlaca ilacı bulamıyorsunuz şu anda.” değerlendirmesini yaptı.
Yılman yazısında, “Peki direkt insan sıhhatini alakadar eden bu krizin temel niçini ne? Kısa ismi ‘İFK’ yani ‘İlaç Fiyat Kararnamesi’ denilen bir uygulama. 14.02.2004 tarihindeki Resmî Gazete’de yayınlanan bu kararnameye göre ilaç fiyatları üretici/ithalatçının maliyet beyanını temel alan fiyatlandırmanın yerine en az 5, en çok 10 Avrupa Birliği ülkesini baz alan referans fiyat uygulanıyor. Ne manaya geliyor bu? Şu; Sıhhat Bakanlığı fiyatlamayı her yıl Avrupa Birliği ülkeleri içinde bakanlıkça belirlenen 5 ülkeyi (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan), ilaç fiyatları için referans ülke olarak değerlendirmeye alıyor.” tabirini kullandı.
Yılman şunları kaydetti:
“Türkiye’de ruhsat onayı alan ve fiyatı belirlenecek bir ilaç için, bakanlık tarafınca belirlenen referans ülkeler içinden imalatçı satış fiyatı en düşük olan ülke baz (kaynak ülke) alınıyor. Lakin şöyleki bir durum var. Sıhhat Bakanlığı euro’nun fiyatını baştan belirliyor. Satışı yapılacak ilaçların da belirlenen o euro kuru üzerinden satışını zarurî kılıyor. Kararname yürürlüğe birinci girdiği senelerda pek sorun olmuyordu. Zira dövizde son periyotlarda olduğu üzere bir dalgalanma yoktu. Lakin artık var ve kurdaki dalgalanma niçiniyle de 900’e yakın ilaca şu an ulaşılamıyor.
Abartı bir sayı üzere gelebilir lakin değil zira Türkiye ilacın yüzde 55’ini yabancı ülkelerden ithal ediyor. Bu mevzu Sıhhat Bakanlığı’nın da gündeminde. Vatandaşlar yaşadığı ilaç krizini bir biçimde Bakanlığa yansıtıyor zira. Ve Bakanlık da sebep olarak ecza depoları ile eczaneleri işaret ediyor.İddialarına göre stokçuluk yapılıyor. Yapanlar da vardır kesinlikle. Ancak tamamının o denli olduğu da söylenemez.”
Yılman yazısında, “Peki direkt insan sıhhatini alakadar eden bu krizin temel niçini ne? Kısa ismi ‘İFK’ yani ‘İlaç Fiyat Kararnamesi’ denilen bir uygulama. 14.02.2004 tarihindeki Resmî Gazete’de yayınlanan bu kararnameye göre ilaç fiyatları üretici/ithalatçının maliyet beyanını temel alan fiyatlandırmanın yerine en az 5, en çok 10 Avrupa Birliği ülkesini baz alan referans fiyat uygulanıyor. Ne manaya geliyor bu? Şu; Sıhhat Bakanlığı fiyatlamayı her yıl Avrupa Birliği ülkeleri içinde bakanlıkça belirlenen 5 ülkeyi (Fransa, İtalya, İspanya, Portekiz ve Yunanistan), ilaç fiyatları için referans ülke olarak değerlendirmeye alıyor.” tabirini kullandı.
Yılman şunları kaydetti:
“Türkiye’de ruhsat onayı alan ve fiyatı belirlenecek bir ilaç için, bakanlık tarafınca belirlenen referans ülkeler içinden imalatçı satış fiyatı en düşük olan ülke baz (kaynak ülke) alınıyor. Lakin şöyleki bir durum var. Sıhhat Bakanlığı euro’nun fiyatını baştan belirliyor. Satışı yapılacak ilaçların da belirlenen o euro kuru üzerinden satışını zarurî kılıyor. Kararname yürürlüğe birinci girdiği senelerda pek sorun olmuyordu. Zira dövizde son periyotlarda olduğu üzere bir dalgalanma yoktu. Lakin artık var ve kurdaki dalgalanma niçiniyle de 900’e yakın ilaca şu an ulaşılamıyor.
Abartı bir sayı üzere gelebilir lakin değil zira Türkiye ilacın yüzde 55’ini yabancı ülkelerden ithal ediyor. Bu mevzu Sıhhat Bakanlığı’nın da gündeminde. Vatandaşlar yaşadığı ilaç krizini bir biçimde Bakanlığa yansıtıyor zira. Ve Bakanlık da sebep olarak ecza depoları ile eczaneleri işaret ediyor.İddialarına göre stokçuluk yapılıyor. Yapanlar da vardır kesinlikle. Ancak tamamının o denli olduğu da söylenemez.”