amerikali
Üye
Prenses Diana’nın ani vefatı tüm dünyayı sarsan bir olaydı. Bugün bile hala gündemden düşmeyen ve komplo teorilerinin kol gezdiği bu ‘garip’ vefat, hakikaten bir kaza mıydı yoksa kraliyetin oyunu muydu? İşte sırrı bir türlü çözülemeyen vefatın bilgileri…
Halkın prensesi Diana, ömrümüze İngiltere tahtının varisi Prens Charles’ın eşi olarak 1981’de girdi.
Mütevazi ve mahsun oluşu ile tüm dünyanın ilgisini çeken ve tabir yerindeyse kraliyetten daha fazla gündeme gelip sevilen Diana, ne yazık ki keyifli bir evlilik hayatıyordu.
Prens Charles, evli bir bayan olan Camilla Parker-Bowles ile uzun müddettir aşk yaşıyordu ve Lady Diana’nın söylemi ile bu evlilik ‘3 kişiydi.’
Tüm dünya Lady Diana’yı dev şatoların ortasında keyifli bir hayat sürüyor olarak görürken gerçek hiç de o denli değildi ve evliliklerindeki belirsizlikler her geçen gün artıyordu.
Eşinin kendini aldatması ve sevgisizliğe daha fazla dayanamayan Diana, kraliyetin asla onaylamadığı bir şey yaptı ve özel ömrü ile ilgili bir röportaj verdi.
Alışılmış bu röportaj ile birlikte esasen bitmiş olan bir evlilik resmi olarak da bitmiş oldu ve Diana en sonunda özgürlüğüne kavuşarak hayatını yaşamaya başladı.
Ama kraliyet ailesinin hiç de hesabında olmayan bir şey yaşandı.
Birkaç yıl daha sonra Birleşik Krallık Hükümdarı olacak olan Prens Charles medyanın ilgisini asla çekmezken, Prenses Diana artık hür bir bayan bulunmasına karşın tüm medyanın odak noktasıydı. Yani kraliyet için hiç de istenmeyen bir durum yaşanıyordu.
Boşanmanın akabinde Pakistanlı kalp cerrahı Hasnat Khan ile aşk yaşamaya başlayan Diana, bu bağında de memnunluğu bulamadı.
Zira Khan’ın ailesi bu ilgiyi katiyetle onaylamıyordu.
Khan’dan kalbi kırık bir biçimde ayrılan Diana en sonunda aradığı aşkı Dodi Al Fayed’le yaşamaya başladı.
yıllar daha sonra sonunda aşk konusunda yüzü gülen Diana elbette tüm medyanın ilgi odağı haline geldi.
İkilinin alakası kusursuz ilerlerken tatil için Paris’i yeğleyen çift, Ritz Otel’den çıkarken vefata gittiklerini bilmiyordu.
Zira hem ikili birebir vakitte sürücüleri otelden çıktıktan birkaç dakika daha sonra ölecekti.
31 Ağustos 1997 tarihinde en son Ritz Otel’in asansörünün kamerasında görülen Diana ve Dodi, dakikalar daha sonra sürücülerinin sarhoş olması sebebi öne sürülerek girdikleri tünelde kaza geçirerek öldü.
Pekala, sürücünün sarhoş olması ile gerçekleştiği sav edilen bu kaza sahiden de kaza mıydı?
Otel çıkış anı manzaralarına bakıldığında sürücünün sarhoş olduğuna dair hiç bir manzara yok.
Bunun yanı sıra anlaşılmayan bir biçimde son anda sürücü değişikliği yapılıyor.
Kaza bir tünelde gerçekleştiği için içeride neler olduğunu da kimse bilmiyor.
Yani kaza söylenildiği üzere gerçekleşmemiş olabilir.
Kaza raporunda ikilinin paparazilerden kaçarken kaza yaptıkları yazılsa da bu haber de temelsiz.
Zira ikili evliliğe giden bir yolda oldukları için magazinden asla kaçmıyordu.
Medyaya verilen demeçte tek hatalının sarhoş sürücü olduğu söylense de kazaya dair öteki tüm kanıtlar, İngiliz hükümeti tarafınca ‘resmi sır’ olarak gizleniyor.
Yani bilinmeyen daha ne kadar ayrıntı var tam bir muamma.
Lady Diana kazasının bilgilerinın kraliyet tarafınca saklanması, doğal olarak tüm okları kraliçeye çevirdi.
Zira Diana kraliyet ailesine ziyan verebilecek her şeyi bir bir gerçekleştiriyordu. Dodi’den gebe olduğu söylentileri ve evleneceği haberler ileride İngiltere hükümdarı olacak William’a bir kardeş tehdidi olarak yorumlanırken, bununla birlikte Diana şayet biraz daha yaşasaydı sinema sinemalarında rol almaya başlayacaktı.
Diana’nın vefatından 3 yıl daha sonra onun her anını fotoğraflayan fotoğrafçı James Andason’ın yanmış otomobilinde meyyit bulunması, kraliyetin Diana’ya suikast düzenlediği tezini daha da güçlendirdi.
Zira Andason, Diana hakkında fazlaca kapsamlı bir kitap hazırlama sürecindeydi.
Kaza mı yoksa cinayet mi hala bilinmese de mevt raporları Diana’nın vefatının tam bir şaibe olduğunu gün üzere gösteriyor.
Siz halkın prensesi Lady Diana’nın mevti hakkında ne düşünüyorsunuz?
Halkın prensesi Diana, ömrümüze İngiltere tahtının varisi Prens Charles’ın eşi olarak 1981’de girdi.
Mütevazi ve mahsun oluşu ile tüm dünyanın ilgisini çeken ve tabir yerindeyse kraliyetten daha fazla gündeme gelip sevilen Diana, ne yazık ki keyifli bir evlilik hayatıyordu.
Prens Charles, evli bir bayan olan Camilla Parker-Bowles ile uzun müddettir aşk yaşıyordu ve Lady Diana’nın söylemi ile bu evlilik ‘3 kişiydi.’
Tüm dünya Lady Diana’yı dev şatoların ortasında keyifli bir hayat sürüyor olarak görürken gerçek hiç de o denli değildi ve evliliklerindeki belirsizlikler her geçen gün artıyordu.
Eşinin kendini aldatması ve sevgisizliğe daha fazla dayanamayan Diana, kraliyetin asla onaylamadığı bir şey yaptı ve özel ömrü ile ilgili bir röportaj verdi.
Alışılmış bu röportaj ile birlikte esasen bitmiş olan bir evlilik resmi olarak da bitmiş oldu ve Diana en sonunda özgürlüğüne kavuşarak hayatını yaşamaya başladı.
Ama kraliyet ailesinin hiç de hesabında olmayan bir şey yaşandı.
Birkaç yıl daha sonra Birleşik Krallık Hükümdarı olacak olan Prens Charles medyanın ilgisini asla çekmezken, Prenses Diana artık hür bir bayan bulunmasına karşın tüm medyanın odak noktasıydı. Yani kraliyet için hiç de istenmeyen bir durum yaşanıyordu.
Boşanmanın akabinde Pakistanlı kalp cerrahı Hasnat Khan ile aşk yaşamaya başlayan Diana, bu bağında de memnunluğu bulamadı.
Zira Khan’ın ailesi bu ilgiyi katiyetle onaylamıyordu.
Khan’dan kalbi kırık bir biçimde ayrılan Diana en sonunda aradığı aşkı Dodi Al Fayed’le yaşamaya başladı.
yıllar daha sonra sonunda aşk konusunda yüzü gülen Diana elbette tüm medyanın ilgi odağı haline geldi.
İkilinin alakası kusursuz ilerlerken tatil için Paris’i yeğleyen çift, Ritz Otel’den çıkarken vefata gittiklerini bilmiyordu.
Zira hem ikili birebir vakitte sürücüleri otelden çıktıktan birkaç dakika daha sonra ölecekti.
31 Ağustos 1997 tarihinde en son Ritz Otel’in asansörünün kamerasında görülen Diana ve Dodi, dakikalar daha sonra sürücülerinin sarhoş olması sebebi öne sürülerek girdikleri tünelde kaza geçirerek öldü.
Pekala, sürücünün sarhoş olması ile gerçekleştiği sav edilen bu kaza sahiden de kaza mıydı?
Otel çıkış anı manzaralarına bakıldığında sürücünün sarhoş olduğuna dair hiç bir manzara yok.
Bunun yanı sıra anlaşılmayan bir biçimde son anda sürücü değişikliği yapılıyor.
Kaza bir tünelde gerçekleştiği için içeride neler olduğunu da kimse bilmiyor.
Yani kaza söylenildiği üzere gerçekleşmemiş olabilir.
Kaza raporunda ikilinin paparazilerden kaçarken kaza yaptıkları yazılsa da bu haber de temelsiz.
Zira ikili evliliğe giden bir yolda oldukları için magazinden asla kaçmıyordu.
Medyaya verilen demeçte tek hatalının sarhoş sürücü olduğu söylense de kazaya dair öteki tüm kanıtlar, İngiliz hükümeti tarafınca ‘resmi sır’ olarak gizleniyor.
Yani bilinmeyen daha ne kadar ayrıntı var tam bir muamma.
Lady Diana kazasının bilgilerinın kraliyet tarafınca saklanması, doğal olarak tüm okları kraliçeye çevirdi.
Zira Diana kraliyet ailesine ziyan verebilecek her şeyi bir bir gerçekleştiriyordu. Dodi’den gebe olduğu söylentileri ve evleneceği haberler ileride İngiltere hükümdarı olacak William’a bir kardeş tehdidi olarak yorumlanırken, bununla birlikte Diana şayet biraz daha yaşasaydı sinema sinemalarında rol almaya başlayacaktı.
Diana’nın vefatından 3 yıl daha sonra onun her anını fotoğraflayan fotoğrafçı James Andason’ın yanmış otomobilinde meyyit bulunması, kraliyetin Diana’ya suikast düzenlediği tezini daha da güçlendirdi.
Zira Andason, Diana hakkında fazlaca kapsamlı bir kitap hazırlama sürecindeydi.
Kaza mı yoksa cinayet mi hala bilinmese de mevt raporları Diana’nın vefatının tam bir şaibe olduğunu gün üzere gösteriyor.
Siz halkın prensesi Lady Diana’nın mevti hakkında ne düşünüyorsunuz?