Avrupa Parlamentosu’ndaki Türkiye raportörü ve Karma Parlamento Komitesi Eş Lideri bir 10 büyükelçi ve Türk hükümeti içinde yaşananlarla ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, Osman Kavala‘nın bırakılmasına karar verenlerin büyükelçiler değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olduğu ve Türkiye’nin Osman Kavala davasında olduğu üzere Selahattin Demirtaş davasında da AİHM kararlarına uymakla yükümlü olduğuna dikkat çekildi.
Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ile Karma Parlamento Kurulu (KPK) Eş Lideri Sergey Lagodinsky, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın, Osman Kavala ile ilgili ortak açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçisinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı’na talimat vermesine reaksiyon gösterdi.
Euronews’in haberine bakılırsa, yapılan ortak yazılı açıklamada Erdoğan’ın söylemi için “Anlaşılmaz ve mesnetsiz” denilirken Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın özgür bırakılması sonucunın büyükelçiler değil AİHM tarafınca verildiği hatırlatıldı. Açıklamada Türkiye’ye bir sefer daha Kavala ve Demirtaş davaları başta olmak üzere, milletlerarası taahhütlere ve AİHM kararlarına uyma daveti yapıldı.
“Bunları fakat dikkati gerçek acil problemlerden uzaklaştırma teşebbüsü olarak değerlendirebiliriz”
Açıklamada “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş adamı Osman Kavala’nın tutukluğuna ait açıklamaları niçiniyle 10 büyükelçiye yönelik deklare ettiğı önlemler anlaşılmaz ve büsbütün mesnetsizdir. Bunları lakin dikkati gerçek acil sıkıntılardan, iç ve ikili ilgilerden uzaklaştırma teşebbüsü olarak değerlendirebiliriz” denildi.
“Türkiye Demirtaş ve Kavala davasına AİHM kararlarına uymakla yükümlü”
Osman Kavala’nın bırakılmasına karar verenlerin büyükelçiler değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olduğu ve Türkiye’nin Osman Kavala davasında olduğu üzere Selahattin Demirtaş davasında da AİHM kararlarına uymakla yükümlü olduğuna dikkat çekildi.
Kavala’nın özgür bırakılmasını ne büyükelçilerin ne de hükümetlerinin istediği kaydedilen açıklamada, AİHM’in 2019 yılı Aralık ayında Kavala’nın özgür bırakılmasını talep ettiği ve Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’nin de ondan sonrasında altı kararla bunu bir dahalediği kaydedildi.
Avrupa Birliği’ne ortak reaksiyon daveti
“Hâlâ önlenebilecek önemli bir diplomatik krizin eşiğindeyiz” denilen açıklamada Türkiye’ye daha berbat bir senaryoya yol açabilecek adımlardan kaçınma daveti yapıldı.
Hukuk devleti ve ismi yargılanmanın demokrasinin temel prensipleri olduğu tabir edilen açıklamada “Türkiye’yi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davaları başta olmak üzere, memleketler arası taahhütlerine uymaya ve AİHM kararlarına uymaya bir sefer daha çağırıyoruz” denildi.
Avrupa Birliği’ne de ortak bir yansıyı koordine etmesi davetinde bulunuldu.
Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor ile Karma Parlamento Kurulu (KPK) Eş Lideri Sergey Lagodinsky, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın, Osman Kavala ile ilgili ortak açıklama yapan 10 ülkenin büyükelçisinin “istenmeyen kişi” ilan edilmesi için Dışişleri Bakanı’na talimat vermesine reaksiyon gösterdi.
Euronews’in haberine bakılırsa, yapılan ortak yazılı açıklamada Erdoğan’ın söylemi için “Anlaşılmaz ve mesnetsiz” denilirken Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın özgür bırakılması sonucunın büyükelçiler değil AİHM tarafınca verildiği hatırlatıldı. Açıklamada Türkiye’ye bir sefer daha Kavala ve Demirtaş davaları başta olmak üzere, milletlerarası taahhütlere ve AİHM kararlarına uyma daveti yapıldı.
“Bunları fakat dikkati gerçek acil problemlerden uzaklaştırma teşebbüsü olarak değerlendirebiliriz”
Açıklamada “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iş adamı Osman Kavala’nın tutukluğuna ait açıklamaları niçiniyle 10 büyükelçiye yönelik deklare ettiğı önlemler anlaşılmaz ve büsbütün mesnetsizdir. Bunları lakin dikkati gerçek acil sıkıntılardan, iç ve ikili ilgilerden uzaklaştırma teşebbüsü olarak değerlendirebiliriz” denildi.
“Türkiye Demirtaş ve Kavala davasına AİHM kararlarına uymakla yükümlü”
Osman Kavala’nın bırakılmasına karar verenlerin büyükelçiler değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi olduğu ve Türkiye’nin Osman Kavala davasında olduğu üzere Selahattin Demirtaş davasında da AİHM kararlarına uymakla yükümlü olduğuna dikkat çekildi.
Kavala’nın özgür bırakılmasını ne büyükelçilerin ne de hükümetlerinin istediği kaydedilen açıklamada, AİHM’in 2019 yılı Aralık ayında Kavala’nın özgür bırakılmasını talep ettiği ve Avrupa Kurulu Bakanlar Komitesi’nin de ondan sonrasında altı kararla bunu bir dahalediği kaydedildi.
Avrupa Birliği’ne ortak reaksiyon daveti
“Hâlâ önlenebilecek önemli bir diplomatik krizin eşiğindeyiz” denilen açıklamada Türkiye’ye daha berbat bir senaryoya yol açabilecek adımlardan kaçınma daveti yapıldı.
Hukuk devleti ve ismi yargılanmanın demokrasinin temel prensipleri olduğu tabir edilen açıklamada “Türkiye’yi, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davaları başta olmak üzere, memleketler arası taahhütlerine uymaya ve AİHM kararlarına uymaya bir sefer daha çağırıyoruz” denildi.
Avrupa Birliği’ne de ortak bir yansıyı koordine etmesi davetinde bulunuldu.