Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’li iş insanlarıyla buluştu
Dış Ekonomik Alakalar Konseyi (DEİK) Türkiye-ABD İş Kurulu’nca bir restoranda düzenlenen yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile ABD’nin esaslı bağlara sahip iki dost ülke, müttefik ve stratejik ortak olduğunu belirtti.
İki ülke içindeki epey boyutlu iş birliğinin dünyanın bir epey bölgesinde barış ve istikrarın tesisine büyük katkılar sağladığını söz eden Erdoğan, Ukrayna’dan Balkanlar’a, Orta Doğu’dan Afrika’ya geniş bir coğrafyada, güçten besin güvenliğine bir hayli sıkıntıda benzeri görüşlere sahip olduklarını söylemiş oldu.
Erdoğan, mevcut fikir ve çıkar birliğini daha ileri taşımak amacıyla geçen yıl Roma’da ABD Lideri Joe Biden ile Türkiye-ABD stratejik düzeneğinin teşkiline karar verdiklerini anımsattı.
“Türkiye iktisadı, bütün imtihanların üstesinden geldi”
AA’nın haberine bakılırsa; Nisan ayında hayata geçen sistemle bağlantıları ortak çıkarlar temelinde geliştirirken problemleri gerçekçi ve ileriye dönük bakış açısıyla çözme uğraşlarını sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Dünya iktisadı 2020 yılından bu yana önemli zorluklarla yüzleşiyor. Evvel salgın krizi, akabinde Rusya-Ukrayna savaşı, güç ve besin başta olmak üzere her alandaki tedarik zincirlerinde büyük külfetlere yol açtı. bir hayli ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla baş etmeye çalışıyor. Türkiye iktisadı büyümede, ihracatta ve istihdamda gösterdiği kuvvetli performansla tüm bu imtihanların üstesinden gelme konusunda başarılı bir görünüm sergiledi. Global iktisadın bir daha yapılandığı ve öngörülebilirliğin azaldığı bir devirde sağladığımız destekleyici adımlar ve özel bölümün dinamizmi yardımıyla ekonomimizin dayanıklılığını ve cazibesini muhafazayı başardık.”
Türkiye İktisat Modeli
Erdoğan, Türkiye’nin geçen yıl yüzde 11’lik bir oranla son 10 yılın en süratli büyümesine imza attığını lisana getirdi.
Bunun G-20 ülkeleri içinde kaydedilen en yüksek büyüme oranı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünya iktisadı önemli daralmalarla yüzleşirken biz 2022 yılı birinci çeyreğinde yüzde 7,5 ve ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 oranında büyüme kaydettik. Salgına karşın beş çeyrektir devam eden istikrarlı büyümemizi bu vakitte de sürdürdük. İhracatımız bu ay prestijiyle yıllık bazda 250 milyar doların üzerine çıktı. Ülkemize, 2003-2021 periyodunda 240 milyar dolardan fazla direkt memleketler arası yatırım çekmeyi başardık. Yalnızca geçtiğimiz yıl ülkemize 14 milyar dolar kıymetinde yeni, direkt milletlerarası yatırım geldi. Son 16 yılda Orta ve Doğu Avrupa’da en çok milletlerarası direkt yatırım alan ikinci ülkeyiz. Tüm bunlar Türk iktisadının gücü ve Türkiye’ye duyulan itimadın en somut işaretleridir. Bu muvaffakiyetlerin elde edilmesinde Türkiye İktisat Modeli’nin fazlaca büyük hissesi vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktisat programını yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme üzerine kurarak şuurlu bir tercihte bulunduklarını, salgın periyodu dahil son iki yıldır bu evvelarinden taviz vermediklerini aktardı.
Ekonomi programını kararlılıkla uygulamayı sürdürdüklerini söyleyen Erdoğan, “Ekonomi ve ticaret Türkiye-ABD ilgilerindeki ana ögelerden birini teşkil ediyor. Bilhassa son 10 senede özel bölümün de dayanağıyla münasebetlerimizin ekonomik ve ticari boyutlarında büyük atılımlar gerçekleştirdik.” dedi.
Koronavirüs salgını
Koronavirüs kaynaklı zahmetlere karşın ikili ticaret hacminin geçen sene rekor seviyeye ulaşarak 28 milyar dolara yaklaştığını lisana getiren Erdoğan, ABD’nin Türkiye’nin 2021’de en çok ihracat yaptığı ikinci, en çok ithalat yaptığı dördüncü ülke pozisyonunda bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, “Bu yılın 8 ayındaki ticaret hacmimiz geçtiğimiz yılın birebir periyoduna kıyasla yüzde 30’a yakın artarak 22 milyar dolara ulaştı. Bu ivmenin yanlışsız ve kararlı adımlarla koruma edilmesi halinde ticaret hacmimiz 100 milyar dolar amacına kısa müddette varacaktır. Bu mevzuda biroldukca alanda öncü rol oynayan siz değerli müteşebbislerin takviyesine güveniyoruz.” dedi.
Amerika merkezli firmaların Türkiye’deki iş fırsatlarına gösterdiği yakın ilgi ve yatırımlarındaki artışın Türkiye’nin iktisadına duyulan inancın tezahürü olduğunu söz eden Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Amerika’dan Türkiye’ye yönelik direkt yatırımlar 14,1 milyar dolara ulaştı. Türk firmalarının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yatırımları ise 8,6 milyar dolar düzeyine çıktı. Türkiye ile Amerika içinde çabucak her kesimde karşılıklı ticaret ve yatırım imkanları bulunuyor. Türkiye, güç güvenliği için güzergah ve kaynak çeşitlendirmesinde de kilit role sahiptir. Güç alanındaki iş birliği potansiyelimiz mevcut milletlerarası konjonktür de göz önüne alındığında bizlere değerli fırsatlar sunuyor. LNG terminalleri dahil doğal gaz altyapımıza yaptığımız yatırımlar sonucunda Amerika en büyük ikinci doğal gaz tedarikçimiz pozisyonuna yükseldi. Biz de Amerikan LNG’sinin dünyadaki en büyük altıncı ithalatçısı olduk. Amerika’dan satın aldığımız gazı, önümüzdeki devirde daha uygun kurallarla artırmak istiyoruz. Sahip olduğumuz gelişmiş altyapı yardımıyla Amerikan LNG’sinin bölge ülkelerine ulaştırılmasında da iş birliği yapmaya hazırız.”
“Türkiye, yenilenebilir güç alanında yeni yatırım fırsatları sunuyor”
Türkiye’nin son periyotta gösterdiği büyük atılımla Avrupa’dan da olumlu biçimde ayrışmak suretiyle yenilenebilir güç alanında yeni yatırım fırsatları sunduğunu belirten Erdoğan, turizmin bir öteki değerli potansiyele sahip kesim olduğunu aktardı.
Erdoğan, “Bu yılın daha birinci 7 ayında 500 binden çok Amerikalı turisti ülkemizde konuk ettik. Bunda elbet Amerika’da 12 destinasyona İstanbul’dan direkt sefer gerçekleştiren Türk Hava Yollarının değerli katkısı bulunuyor. Önümüzdeki periyotta bu sayının da artacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Potansiyelin tam manasıyla hayata geçirilmesi için hala hükümetler seviyesinde atılması gereken adımlar bulunduğunu lisana getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Amerika’nın tek taraflı olarak 2018 yılında uygulamaya koyduğu çelik ve alüminyum dalındaki ek gümrük vergileri üzere muhafazacı uygulamalar ticari ilgilerimizi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu dallardaki ek vergilerin artık kaldırılması yahut başka kimi ülkelere tanınan kotanın Türkiye’ye de tahsisi müşterek uğraşlarımıza kıymetli katkı sağlayacaktır. Savunma sanayi alanındaki iş birliğimizin önüne müttefiklik hukukumuza karşıt yapay pürüzler getirilmektedir. Bu durum ticari bağlarımızın yanı sıra tüm NATO coğrafyasının güvenliğini de aksi biçimde etkilemektedir.
Stratejik bakıştan mahrum salt birtakım lobilerin Amerikalı karar alıcıların üzerinde kurduğu baskı kararı gelişen bu yanlış ve taraflı tavır esasen Amerikan çıkarlarına da ziyan vermektedir. Bu niçinle bu tek taraflı ve haksız engellemelerin bir an evvel kaldırılması bizler kadar sizlerin de davasıdır. Türkiye bugüne kadar olduğu üzere bundan bu biçimde de Amerika ile ekonomik ve ticari bağlarını geliştirme çabasında olmaya devam edecektir. Bu süreçte Türkiye’nin en yakın dostları içinde gördüğüm siz pahalı iş insanlarının ve iş kurullarının takviyesine güveniyorum. Türkiye’deki ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile temsilciliklerimizin kapılarının sizlere her daim açık olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyorum.”
Dış Ekonomik Alakalar Konseyi (DEİK) Türkiye-ABD İş Kurulu’nca bir restoranda düzenlenen yemekte konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile ABD’nin esaslı bağlara sahip iki dost ülke, müttefik ve stratejik ortak olduğunu belirtti.
İki ülke içindeki epey boyutlu iş birliğinin dünyanın bir epey bölgesinde barış ve istikrarın tesisine büyük katkılar sağladığını söz eden Erdoğan, Ukrayna’dan Balkanlar’a, Orta Doğu’dan Afrika’ya geniş bir coğrafyada, güçten besin güvenliğine bir hayli sıkıntıda benzeri görüşlere sahip olduklarını söylemiş oldu.
Erdoğan, mevcut fikir ve çıkar birliğini daha ileri taşımak amacıyla geçen yıl Roma’da ABD Lideri Joe Biden ile Türkiye-ABD stratejik düzeneğinin teşkiline karar verdiklerini anımsattı.
“Türkiye iktisadı, bütün imtihanların üstesinden geldi”
AA’nın haberine bakılırsa; Nisan ayında hayata geçen sistemle bağlantıları ortak çıkarlar temelinde geliştirirken problemleri gerçekçi ve ileriye dönük bakış açısıyla çözme uğraşlarını sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Dünya iktisadı 2020 yılından bu yana önemli zorluklarla yüzleşiyor. Evvel salgın krizi, akabinde Rusya-Ukrayna savaşı, güç ve besin başta olmak üzere her alandaki tedarik zincirlerinde büyük külfetlere yol açtı. bir hayli ülke son 40-50 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla baş etmeye çalışıyor. Türkiye iktisadı büyümede, ihracatta ve istihdamda gösterdiği kuvvetli performansla tüm bu imtihanların üstesinden gelme konusunda başarılı bir görünüm sergiledi. Global iktisadın bir daha yapılandığı ve öngörülebilirliğin azaldığı bir devirde sağladığımız destekleyici adımlar ve özel bölümün dinamizmi yardımıyla ekonomimizin dayanıklılığını ve cazibesini muhafazayı başardık.”
Türkiye İktisat Modeli
Erdoğan, Türkiye’nin geçen yıl yüzde 11’lik bir oranla son 10 yılın en süratli büyümesine imza attığını lisana getirdi.
Bunun G-20 ülkeleri içinde kaydedilen en yüksek büyüme oranı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Dünya iktisadı önemli daralmalarla yüzleşirken biz 2022 yılı birinci çeyreğinde yüzde 7,5 ve ikinci çeyreğinde yüzde 7,6 oranında büyüme kaydettik. Salgına karşın beş çeyrektir devam eden istikrarlı büyümemizi bu vakitte de sürdürdük. İhracatımız bu ay prestijiyle yıllık bazda 250 milyar doların üzerine çıktı. Ülkemize, 2003-2021 periyodunda 240 milyar dolardan fazla direkt memleketler arası yatırım çekmeyi başardık. Yalnızca geçtiğimiz yıl ülkemize 14 milyar dolar kıymetinde yeni, direkt milletlerarası yatırım geldi. Son 16 yılda Orta ve Doğu Avrupa’da en çok milletlerarası direkt yatırım alan ikinci ülkeyiz. Tüm bunlar Türk iktisadının gücü ve Türkiye’ye duyulan itimadın en somut işaretleridir. Bu muvaffakiyetlerin elde edilmesinde Türkiye İktisat Modeli’nin fazlaca büyük hissesi vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktisat programını yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme üzerine kurarak şuurlu bir tercihte bulunduklarını, salgın periyodu dahil son iki yıldır bu evvelarinden taviz vermediklerini aktardı.
Ekonomi programını kararlılıkla uygulamayı sürdürdüklerini söyleyen Erdoğan, “Ekonomi ve ticaret Türkiye-ABD ilgilerindeki ana ögelerden birini teşkil ediyor. Bilhassa son 10 senede özel bölümün de dayanağıyla münasebetlerimizin ekonomik ve ticari boyutlarında büyük atılımlar gerçekleştirdik.” dedi.
Koronavirüs salgını
Koronavirüs kaynaklı zahmetlere karşın ikili ticaret hacminin geçen sene rekor seviyeye ulaşarak 28 milyar dolara yaklaştığını lisana getiren Erdoğan, ABD’nin Türkiye’nin 2021’de en çok ihracat yaptığı ikinci, en çok ithalat yaptığı dördüncü ülke pozisyonunda bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, “Bu yılın 8 ayındaki ticaret hacmimiz geçtiğimiz yılın birebir periyoduna kıyasla yüzde 30’a yakın artarak 22 milyar dolara ulaştı. Bu ivmenin yanlışsız ve kararlı adımlarla koruma edilmesi halinde ticaret hacmimiz 100 milyar dolar amacına kısa müddette varacaktır. Bu mevzuda biroldukca alanda öncü rol oynayan siz değerli müteşebbislerin takviyesine güveniyoruz.” dedi.
Amerika merkezli firmaların Türkiye’deki iş fırsatlarına gösterdiği yakın ilgi ve yatırımlarındaki artışın Türkiye’nin iktisadına duyulan inancın tezahürü olduğunu söz eden Erdoğan, şunları söylemiş oldu:
“Amerika’dan Türkiye’ye yönelik direkt yatırımlar 14,1 milyar dolara ulaştı. Türk firmalarının Amerika Birleşik Devletleri’ndeki yatırımları ise 8,6 milyar dolar düzeyine çıktı. Türkiye ile Amerika içinde çabucak her kesimde karşılıklı ticaret ve yatırım imkanları bulunuyor. Türkiye, güç güvenliği için güzergah ve kaynak çeşitlendirmesinde de kilit role sahiptir. Güç alanındaki iş birliği potansiyelimiz mevcut milletlerarası konjonktür de göz önüne alındığında bizlere değerli fırsatlar sunuyor. LNG terminalleri dahil doğal gaz altyapımıza yaptığımız yatırımlar sonucunda Amerika en büyük ikinci doğal gaz tedarikçimiz pozisyonuna yükseldi. Biz de Amerikan LNG’sinin dünyadaki en büyük altıncı ithalatçısı olduk. Amerika’dan satın aldığımız gazı, önümüzdeki devirde daha uygun kurallarla artırmak istiyoruz. Sahip olduğumuz gelişmiş altyapı yardımıyla Amerikan LNG’sinin bölge ülkelerine ulaştırılmasında da iş birliği yapmaya hazırız.”
“Türkiye, yenilenebilir güç alanında yeni yatırım fırsatları sunuyor”
Türkiye’nin son periyotta gösterdiği büyük atılımla Avrupa’dan da olumlu biçimde ayrışmak suretiyle yenilenebilir güç alanında yeni yatırım fırsatları sunduğunu belirten Erdoğan, turizmin bir öteki değerli potansiyele sahip kesim olduğunu aktardı.
Erdoğan, “Bu yılın daha birinci 7 ayında 500 binden çok Amerikalı turisti ülkemizde konuk ettik. Bunda elbet Amerika’da 12 destinasyona İstanbul’dan direkt sefer gerçekleştiren Türk Hava Yollarının değerli katkısı bulunuyor. Önümüzdeki periyotta bu sayının da artacağına inanıyorum.” diye konuştu.
Potansiyelin tam manasıyla hayata geçirilmesi için hala hükümetler seviyesinde atılması gereken adımlar bulunduğunu lisana getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Amerika’nın tek taraflı olarak 2018 yılında uygulamaya koyduğu çelik ve alüminyum dalındaki ek gümrük vergileri üzere muhafazacı uygulamalar ticari ilgilerimizi olumsuz etkilemeye devam ediyor. Bu dallardaki ek vergilerin artık kaldırılması yahut başka kimi ülkelere tanınan kotanın Türkiye’ye de tahsisi müşterek uğraşlarımıza kıymetli katkı sağlayacaktır. Savunma sanayi alanındaki iş birliğimizin önüne müttefiklik hukukumuza karşıt yapay pürüzler getirilmektedir. Bu durum ticari bağlarımızın yanı sıra tüm NATO coğrafyasının güvenliğini de aksi biçimde etkilemektedir.
Stratejik bakıştan mahrum salt birtakım lobilerin Amerikalı karar alıcıların üzerinde kurduğu baskı kararı gelişen bu yanlış ve taraflı tavır esasen Amerikan çıkarlarına da ziyan vermektedir. Bu niçinle bu tek taraflı ve haksız engellemelerin bir an evvel kaldırılması bizler kadar sizlerin de davasıdır. Türkiye bugüne kadar olduğu üzere bundan bu biçimde de Amerika ile ekonomik ve ticari bağlarını geliştirme çabasında olmaya devam edecektir. Bu süreçte Türkiye’nin en yakın dostları içinde gördüğüm siz pahalı iş insanlarının ve iş kurullarının takviyesine güveniyorum. Türkiye’deki ilgili kurum ve kuruluşlarımız ile temsilciliklerimizin kapılarının sizlere her daim açık olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyorum.”